Gezegenlerin Geçişleri

Venüs - Giriş

Astrolojik kaynakların çoğuna göre Venüs’e sıkça “Küçük İyicil” denir. Bu tanım genelde iki anlama gelir. İlk olarak, Venüs’ün enerjilerinin tamamen olumlu ve yaratıcı olduğu kabul edilir. İkinci olarak, “iyicil” diye adlandırılan yalnızca iki gezegen (Venüs ve Jüpiter) bulunduğu için bu enerjilerin bütünüyle “iyi” olduğu sanılır. Her iki varsayım da yanlıştır. Hiçbir gezegenin enerjisi her zaman yalnızca iyi ya da kötü işlemez. Her gezegenin enerjisi kötüye kullanılabilir ve çarpıtılabilir; tıpkı en “kötücül” gezegenin bile olumlu ve yaratıcı biçimde çalıştırılabileceği gibi.

İki sözde iyicil gezegen olan Venüs ile Jüpiter, insanların genelde hoşlandığı ve deneyimlemeyi dört gözle beklediği enerjileri temsil eder. Jüpiter kendi bölümünde ele alınacaktır. Venüs ise, Eski Dünya’nın aşk tanrıçalarını temsil eder: Babilliler için İştar, diğer eski Sami halkları için Aştarte, Yunanlar için Afrodit ve Romalılar için Venüs. Afrodit aslında hem gezegen hem de tanrıçanın Yunanca adıdır. (Astroloji genellikle tanrı ve tanrıçaların Latince adlarını kullanır.) Venüs’ün olumsuz yanını görmek isteyen biri sadece Afrodit/Venüs mitolojisini okuyarak büyük bir ana tanrıça değil, kozmik bir “sarışın güzel”e benzer bir figürle karşılaşır. Aslında gezegenin astrolojik tanımı tanrıçanın mitolojik tanımından çok daha olumludur. Ancak Venüs’ün olumsuz yanı, bir aşk ve lüks tanrıçasından beklenebilecek nitelikleri tam olarak yansıtır. Öte yandan, aşağıda incelenecek olan Venüs’ün yüksek yönleri, antiklerin gezegen hakkında düşündüklerinin de ötesine geçer.

Peki, Venüs’ün enerjilerini olumsuza döndürebilecek şey nedir? Yanıt basittir: Aptallık! Buda, İkinci Asil Gerçek’te, ıstırabın nedeninin arzu olduğunu söyler. Budanın kastettiği geniş kapsamlı arzuyu Venüs’ün enerjileri bütünüyle temsil etmese de, cinsel arzu —ki bu Venüs’ün (aynı zamanda Mars’ın) temel niteliklerinden biridir— çok fazla ıstıraba yol açabilir. Bunun ayrıntılı açıklamaya ihtiyacı yoktur. Çoğu astroloji metni, olumsuz bir Venüs deneyiminin ana astrolojik nedenini, Venüs’ün sözde kötücüllerle zorlayıcı kombinasyonlar yapmasına veya Venüs’ün uyumsuz bulunduğu burçlarda yer almasına bağlar. Bu yerleşimler elbette sıkıntı yaratabilir, ancak Venüs’ün bir haritada mutlaka kötü işlemesi zorunlu değildir; yalnızca bazı kombinasyonlar bu olasılığı büyük ölçüde artırır.

Venüs’ün Nitelikleri

Geleneksel olarak Venüs’ün temel niteliğinin “Islak” olduğu kabul edilir. Ancak Venüs’ün ikinci niteliğinin “Sıcak” mı “Soğuk” mu olduğu konusunda, bir yanda Ptolemaios ve diğer Helenistik yazarlar, öte yanda Orta Çağ Arap ve Latin yazarları arasında görüş ayrılığı vardır. Bu ayrılığın ardında, kadınlara ilişkin kültürel tutumların Venüs’ün ikincil niteliğine dair fikirleri şekillendirmesi yatıyor olabilir. Ben, dört temel niteliğin antik tanımlarına dayanan farklı bir görüş benimsiyorum: Etkin nitelikler Sıcak ve Soğuk, edilgin nitelikler Islak ve Kuru’dur. Venüs’ün nemliliği tartışmasızdır. Venüs’ün enerjileri, ayrı varlıkları bağlar, birleştirir ve ilişkilendirir. En iyi hâliyle bu, sevginin bağdır. Sıcak gezegenler temas ettikleri her şeyin enerji düzeyini yükseltir; Soğuk gezegenler ise düşürür. Venüs ne yapar? Tamamen bağlama bağlıdır. Bir kişi soğuk ve cansız hissediyorsa Venüs ısıtır. Kızgın ve huysuz hissediyorsa serinletir. Bu nedenle Venüs’ün yalnızca Islak olduğunu, Sıcak ve Soğuk bakımından nötr kaldığını öne sürüyorum.

İlişki Horoskopu

İlişkinizin gizli kalıpları - Liz Greene tarafından hazırlanmış bir horoskop

Kutupluluk

Venüs gececi bir gezegendir. Ay’dan sonra en gececi gezegendir (üçüncü sırada Mars gelir). Antik astrolojiden edinilen bol kanıt, Venüs’ün sevgi dolu ve nemli özelliklerinin, Güneş battıktan sonra ufkun altında yer aldığında —Akşam Yıldızı olduğunda— daha belirgin olduğunu gösterir. Güneş’ten önce doğup Sabah Yıldızı konumundayken Yunanlar tarafından “gücünden düşmüş” sayılır, Babilliler tarafından da sevgi tanrıçasından çok savaşçı bir dişil tanrı olarak görülürdü. Bu tartışma modern astrolojide tamamen çözülmemiştir; yine de çoğu astrolog Venüs’ü özellikle savaşçı bir gezegensel enerji olarak değerlendirmez.

Venüs ile Başa Çıkmanın Kolaylığı ya da Zorluğu

Bunu yukarıda kısaca belirtmiştim. Ortalama bir astrologa Venüs’ün ele alınması kolay mı zor mu olduğunu sorarsanız, yanıt çoğunlukla astrologun kültürel önyargılarını yansıtır. Gençliğimde Boston’da (ki orası, astroloji çevrelerinde bile Püriten mirasından hâlâ tam kurtulamamıştır) çalışırken, Venüs’ü adeta bir kötücül gezegen gibi gösteren konferanslar duyardım; nitekim Venüs de, tıpkı diğer tüm gezegenler gibi, kötücül olabilir. Öte yandan, çoğu kişi sevgi ve sevilme fikrini sever; cinsellik ise insanların büyük kısmının hoşlandığı son derece popüler bir faaliyettir. Venüs’ün yüksek tezahürlerinden biri olan müzik ve sanat da çoğu kişinin saygı duyduğu alanlardır. Venüs’ün sakıncalı yanlarından biri, büyük acı verebilen bir arzu biçimini temsil etmesidir.

Doğum Haritasındaki İşlevi

İçe Dönük Tezahürler

Ay ile birlikte Venüs’ün enerjileri, bu dünyaya ait olduğunuzu hissettiren karmaşık yapının bir parçasıdır. Yine Ay gibi, Venüs’ün enerjileri doğru çalıştığında sevgi koşulsuz olarak verilir ve alınır. Bu vasıf, Venüs’ün gececi bir gezegen olmasını açıklar; çünkü gececi enerjiler koşulsuz işler. Venüs, Ay’dan şu noktada ayrılır: Nemli doğası sayesinde unsurları bir araya getirir, parçaları bir bütün hâline getirir ve onları uyum içinde etkileştirerek tek tek parçalardan daha büyük bir şey oluşturur. Bu özellik Venüs’ü yalnızca sevgi alışverişiyle değil, aynı zamanda tüm sanatsal yaratıcılıkla ve estetik yargıyla da ilişkilendirir. Haritalarında Venüs enerjileri güçlü vurgulanan kişiler, bizzat yaratıcı sanatçılar olsalar da olmasalar da, gördükleri sanatta —müzik söz konusuysa duyduklarında— sanatsal nitelikleri ve estetik güzelliği genellikle tanırlar.

Venüs’ün enerjilerinin güçlü bir yanı da vardır. Bireysel organizmaların, türü sürdürme uğruna kendi hayatta kalma çıkarlarını ikinci plana itmesine neden olur. Bunu zaman zaman “acımasız Venüs” olarak nitelendirdim. Tek bir eşekarısı türü tarafından tozlaştırılan bazı orkide türlerinde bu örneği görebiliriz. Bir eşekarısı, ilk çiçekten polen aldıktan sonra ikinci çiçeğe girer ve onu döller; bunun ardından orada hapsolur, dışarı çıkamaz. Çoğu astrologun pek bilmediği bu nitelik, belirli ana tanrıça mitolojilerinde görülebilir. Ay ve Venüs’ün enerjileri, Ana Tanrıça mitolojisinin içinde yer alır. Doğum haritalarında ise bu taraf, ancak Venüs’ün başka gezegenlerle yaptığı belirli kombinasyonlar tarafından açığa çıkar.

Bununla birlikte, astrologların özellikle fark etmediği çok daha yüksek bir Venüs boyutu da vardır; bu boyut aşağıda ele alınacaktır.

Dışa Dönük Tezahürler

Venüs’ün dışa dönük tezahürleri oldukça açıktır. Venüs, sanatları, edebiyatı ve müziği simgeler. Sanatsal faaliyetle üretilen tüm nesneleri, bunların sergilendiği veya sunulduğu mekânları, bu alanlarda eğitim veren okulları ve sanatçıların hâkim olduğu toplulukları belirtir. Tamamen Venüs’ün yönetiminde olan sanat, nazik ve lirik eğilimlidir. Popüler müzikteki ağır ritimler ya da kimi klasik müziklerdeki uyumsuz armoniler, genellikle Mars ve Pluto gibi diğer gezegensel enerjilerin eklenmesini gerektirir. Yaratıcı sanatçılar Venüs tarafından temsil edilir. Aynı şekilde, estetik açıdan hoş ve kullanışlı olması beklenen el işi ürünler ortaya koyan kadın ve erkek zanaatkârlar da Venüs kapsamındadır.

Yalnızca modern zamanlarda (19., 20. ve 21. yüzyıllarda) sanatçı ile zanaatkâr arasında kesin bir ayrım yapma eğilimindeyiz. Daha önce, 18. yüzyıla kadar, sanatçı ile zanaatkâr genellikle aynı kişiydi. Michelangelo’nun Sistina Şapeli’nin tavanını süslediğini unutmayın. Johann Sebastian Bach, pazar ayinleri için aralıksız hafta hafta müzik besteledi. “Sanat sanat içindir” anlayışı çok yeni bir icattır. Bu ifade ilk kez 19. yüzyılda Fransızcada ortaya çıktı. “Art” sözcüğünün türediği Latince “ars” kelimesinin her türlü beceri anlamına geldiğini bilmek ilginç olabilir. Her hâlükârda Venüs hem sanatları hem de zanaatları simgeler.

Venüs’ün kadınlarla erkeklerden daha yakından ilişkili olduğu sık sık dile getirilir. Venüs’ün sembolü biyolojide dişi cinsiyetin simgesi olarak kullanılır. Bunun biraz abartıldığını düşünüyorum; çünkü tüm insan cinsiyetlerinde Venüs ve Mars unsurları bulunur. Yine de, geleneksel kadın üslubunun baskın çizgisi genelde Venüs’e Mars’tan daha çok uyar. Bunun kültürel mi doğal mı olduğu konusu uzun süre tartışılabilir.

Canlı varlıklar arasında bütün süs ve süs bitkileri Venüs tarafından simgelenir. Bitkiler hayvanlara göre, otçullar da etoburlara göre daha Venüs doğasındadır.